Dünya ekonomisi her an değişen parametreler, spekülatif hareketler, sürekli yükselen düşen piyasalar, ülkelerin politik tercihleriyle yeniden şekillenen üretim ve tüketim anlayışları nedeniyle sürekli kırılgan bir yapıda.
Bireylerin yaşam standartları da bu kırılmalardan etkileniyor. Ekonomik sıkıntı dönemlerinde şirketler değişik gerekçelerle personel sayısını azaltıyor. İnsanlar uzun yıllar boyunca çalıştıkları, emek verdikleri işlerinden uzaklaşmak zorunda kalıyorlar.
Bu tabii ki dünyanın sonu değil. Yeni iş bulunur, yeni hayat kurulur. Ama bu gelgitler kariyer hedefinizde onarılmaz yaralar açar.
Yaralanmamak, kariyer endişesi yaşamamak için alınacak en güzel önlem, daha en başta temelleri güçlü atmaktan geçiyor.
Sevgili gençler;
Her şeyi ama her şeyi yapabilecek yaştasınız. Hata yapmış olabilirsiniz. Üzülmeyiniz, ebeveynleriniz, öğretmenleriniz, kendinize model olarak belirlediğiniz herkes gibisiniz. Herkes hata yapar. Aradan geçen yılların sonunda başarılı olanlar, en zor anlarda mücadeleden kaçmayanlardır. Yılmayınız. Hatalarınızdan dersler çıkarınız. Gerekirse sıfırdan başlamayı dahi göze alarak öz eleştirinizi yapınız. Sizi eleştirenlerden kaçmayınız. Sizi en acımasız şekilde eleştirdikten sonra, eleştirdiği konunun tamiri için yanınızda olanlar sizin gerçek dostlarınız, gerçek ailenizdir.
Anne ve babanızın rehberliği bildik tüm pusulalardan daha güvenilirdir. Unutmayınız. Anne baba olmak, bir evladı büyütmek, dünyaya bir birey olarak hediye etmek için verilen emekle kazanılan deneyim hiç bir üniversitenin veremeyeceği nitelikler kazandırıyor onlara unutmayınız. Okuduğunuz, çok puanlı büyük üniversitelerinizden bu nitelikleri kazanamayacağınızı zaman size gösterecek. Şimdilik tahammül edin onların uzun sohbetlerine. Sonra yaşınız otuz beş kırk civarına geldiğinde hatırlarsanız yine okursunuz bu yazıyı.
İyi okullarda okumak çok güzel. Savaşın bunu yapabilmek için. Ama adını hepimizin bildiği o yüksek puanlı üniversiteler inanın ki hiç bir sorunu çözmez. Üniversiteyi, yüksek lise olarak düşünmeyin. Üniversite sadece mesleki derslerin verildiği, sınavlarda başarılı olununca güzel güzel mezun olunan yer değildir. Üniversite kariyer planınız içinde yer alan bir aşamadır. Size ileride iş hayatında ihtiyaç duyacağınız tüm kontaklara daha mesainize başlamadan ulaşma olanağı sağlar mesela. Öğrenci kulüplerinden o kadar da uzak durmayın. Dünyanın her yerinden alanında uzman kişilerin sohbetlerini kaçırmayın. Çok şeyler kazanabilirsiniz bu sohbetlerden. Ya da açık öğretim tekniği ile üniversite sistemi içinde olabilirsiniz. Bunu ne büyük bir şans haline dönüştürebileceğinizi düşünün. Eğitimini bir örgün öğretim kurumunda devam ettiren arkadaşlarınızdan farklı olarak siz, ilerde kariyer yapacağınız mesleğinizde tecrübe kazanmaya hemen başlayabilirsiniz. Mesleğinizin inceliklerini yaşarken kendiniz öğrenebilirsiniz. Sene boyunca düzenlenen konferanslar, fuarlar ve diğer aktivitelere de katılma şansınız her zaman elinizde olur.
Yukarda yazılanlardan “aman boş ver notlarım o kadar yüksek olmasa da olur” sonucunu da çıkarmayın ama. Not sınav kağıdı üzerine yaptığınız karalamalar değil. Kariyer planınızı yazdığınız kaligrafik bir sanat eseridir. Onu her zaman farklı, incelikli, göz ardı edilemez kılmalısınız.
Yurtdışı deneyiminiz olsun mutlaka. Değişik coğrafyaların, değişik yaşam biçimlerinin gözlemcisi olun. Eğitiminiz için gidebiliyorsanız ne güzel. Yok öyle değilse bir tatil programı yapın gerekirse. Sadece deniz, kum değil. Müzeler, konferanslar da olsun tatil programınız içinde.
Tabi ki yabacı dil. Daha önce de söylemiştik. İngilizce artık yabancı dil değil sizin için. İngilizce kursu vasıtası ile, İngilizce eğitim veren üniversiteler vasıtası ile, gerekirse yurtdışında devam edebileceğiniz İngilizce kursları vasıtası ile, kısacası bir şekilde İngilizce öğrenmelisiniz.
Ayrıca buna ikinci bir dil ilave etmelisiniz. Unutmayınız İngilizce Kursları vasıtasıyla elde ettiğiniz becerinin taçlanması için ikinci bir dile daha ihtiyacınız olacak.
Son olarak biriktiriniz, harcamayınız demiyoruz. Ama evinize dönmek için bineceğiniz araç için alacağınız biletin parasını aç olmadığınız halde yediğiniz çikolataya harcamayın diyoruz. Zenginliğin en temel belirtisi, çok para harcamak değil, ihtiyaç anında cüzdanınızda yeterli miktarda para bulunmasıdır.
BritshEnglish cebinize para koymaz. Ama ekonomi kötüye giderken temelleri iyi atılmış bir kariyerin güvenini, ihtiyaç duyduğunuzda harcayabileceğiniz parayı kazanabiliyor olmanın huzurunu verir.