Daha önceki yazılarımızda British English Dil Okulları olarak , zamanımızı doğru ayarlamak, ‘ Time Management ‘ ın yetişkinlerin dil öğreniminde öneminden bahsetmiştik. Kursta yada okulda gördüğümüz konuları, daha sonra tekrar etme konusunda öğrencilerimizin maalesef ciddi sorunlar yaşadığını gözlemliyoruz. Bu sorunların bir çoğu , konu tekrarını yanlış algılamamız yada bize çok zahmet getirecek boyuta çekmemizden kaynaklanıyor. Şöyle ki, konu tekrarı yapmak için ; yorgun olmayayım, aç olmayayım, ev derli toplu olsun, sosyal başka programım olmasın vb. gibi uygun zaman beklediğinizde maalesef  tekrar yapacak imkanımız olamıyor. Çünkü yetişkin olarak böyle bir vaktimiz oluşamıyor. Bu durumda daha önceden de belirttiğimiz gibi zamanımızı doğru değerlendirip, tekrar için vakit yaratacağız. Örneğin araçta, işte, televizyon seyrederken vb gibi uygun anlarımızı değerlendireceğiz.

 

İngilizce öğreniminde tekrar etmek önemli midir?

 

Öğrencilerin hep sorduğu yada merak ettiği bu sorunun cevabı, “evet“. Kesinlikle tekrar şart, ayrıca bir defada değil- 3 tekrar gerekli. Ama sevindirici olan durum şu ki, tekrar derken saatlerce ders çalışmayı kast etmiyoruz. Örneğin bu gün 2 saatlik ders gördünüz British English’ de, dersten çıkınca ilk 24 saat içinde bu görülen dersin ilk tekrarı, ki buda en fazla 10-15 dakika sürer. Ardından ilk 36 saat içinde 2. tekrar ve son olarak ilk 7 gün içinde 3. tekrarı yaptığınızda , öğrenilen konu uzun dönemli hafıza aktarılıyor. Aksi halde İngilizce’ de öğrenilen konu kısa dönemli hafızada kalıyor ve yakın zamanda kayboluyor. Öğrencilerimiz anlamak ile öğrenmek olgularını karıştırabiliyorlar. İngilizce öğrenirken konuyu derste anlarsınız ama tekrar ederseniz öğrenirsiniz. Tekrar etmezseniz maalesef  anlaşılan konu kısa sürede unutulur. Dolayısı ile ‘Time Management’ ile kendimize zaman oluşturup tekrar etmemiz şarttır.

 

Daha sonraki bölümlerimizde kelime öğrenme sorunlarını nasıl aşacağımızı inceleyeceğiz.

 

British English Eğitim Koordinatörlüğü

Ülkemizde bir yabancı dili öğrenmek, bir başka dili daha konuşuyorum diyebilmek maalesef pek çok kişi için mümkün olmuyor. Dil öğrenimi ile ilgili araştırma yaptığınızda karşınıza hep öğretim teknikleri çıkıyor, peki ama öğrenimin bir ya da birden fazla yolu var mı? Öğrenme süreci kısaltılabilir mi? Öğrenim kişiye göre değişkenlik gösterir mi yada herkes aynı şekilde mi öğrenir? Bu tür belki de yüzlerce soru geçer öğrenme sürecinde sorun yaşayan öğrenicinin zihninden. Bu yazımızda öğretmenden çok öğreniciye yardımcı olmaya çalışacağız. Zira düşüncemiz, öğrenim sürecinin başarı ile tamamlanmasında en önemli etmen kişinin nasıl öğreneceğini bilebilmesi, kendisini tanımasıdır.

 

Yetişkinlerde dil öğrenimi

Beklide bu konuda en çok zorlanan grup yetişkinlerdir. Bunun en önemli sebebi zaman sorunlarıdır. Kişilerin iş ve özel yaşamları şekillenmiştir ve boş zamanları çok az ya da hiç yoktur. Peki bu bireyler dil öğrenemez mi? Elbette ki öğrenebilirler ama ‘ Time Management ‘ dediğimiz olgu çok önemlidir. ‘Kişinin zamanını doğru planlaması’ şeklinde özetlenebilir bu olgu. Aslında yaşamınızı incelediğinizde farkında olmadığınız bazı boş zamanlarınız mevcut; işe gidip gelirken- vasıta beklerken- hatta televizyon seyrederken reklam arası gibi. Öncelikle bu zamanları farkına varmalı ve öğrenme programımızı bu zamanlara adapte etmeliyiz. Şöyle ki, işe eğer toplu taşıma araçları ile gidiyorsak- okuma-dinleme çalışmaları yapabiliriz- konu tekrarlarını sağlayabiliriz. Eğer toplu taşıma araçları kullanmıyor da kendi aracımızı kullanıyorsak- dinleme çalışması yapabiliriz.

Bu tespitleri sizin ile beraber bir yabancı dil eğitmeninin yapması aslında en sağlıklı olanıdır. British English Dil Okullarında, kişi eğitim almak için başvurduğunda önce seviye tespit çalışması ardından Eğitim Koçluğu çalışması yapılır, kişiye ihtiyaç analiz çalışması ve time management rehberliği sağlanır. Tabi bu esnada öğrenme şekli kişiden kişiye değiştiğinden, yaşam şartları, ilgi alanları dikkate alınır. Örneğin bir kişi görsel öğrenimden daha fazla fayda görüyorken, diğeri işitsele yatkındır, tüm bunların incelenip, bireyin yaşam koşullarını zorlamadan eğitim programını yaşamına entegre etmek, öğrenim sürecinin devamı ve başarısı için önemlidir.

Yetişkin bireyinde ihtiyaç duyduğu için karar verdiği dil öğrenim süreci için doğru zamanla yapması önemlidir. Dil öğrenimi zaman alan bir süreçtir, hayatımızın en uygun döneminde buna karar vermeli, verdiğimiz kararın sürekliliğini sağlamalıyız. Eğitimimize çok mecburi olmadıkça ara vermemeliyiz. Doğru kurumu bulmak için iyi araştırma yapmalı, öğrenim sürecinde ne yapmamız gerektiğini bilmeliyiz. Sadece kursa gidip gelmek maalesef dil edinimi için yeterli değildir. Bireysel öğrenme yöntemlerini bilmeli, bunlar arasında bize en uygun olanları uygulamalıyız.

Bir sonraki bölümümüzde derslerde gördüğümüz konuları nasıl öğreniriz, ne kadar tekrar yapmalıyız gibi konuları inceleyeceğiz.

British English Dil Okulları Eğitim Koordinatörlüğü

British English Dil Okulları Eğitmenleri olarak biz, dilin iletişim aracı olduğu gerçeğinden yola çıkarak düzenlediğimiz eğitim sistemimizde, özellikle küçük yaş grubunun dil öğreniminde Türkçe kullanımını gerekli görmüyoruz. Bunun çok geçerli bir kaç nedeni vardır. Öncelikle çocuğu çeviri yöntemine alıştırmak, ileride akıcı konuşmasını olumsuz etkiler. Öğrenme sürecini uzatır. Çocukta diller arası benzerlik ve genelleme yapma çabası oluşturur.

Ufak yaş grubu İngilizce eğitiminde, öncelik ilgi çekici ders akışı olduğundan, tüm sistem oyun düzleminde kurulur ve oyun oynarken iletişim kurma ihtiyacı ile suni güdüleme oluşturarak dil öğretilir. Bol bol resim- şarkı ders akışında mevcuttur. Sık tekrarlarla bilginin uzun dönemli hafızaya depolanması sağlanır. Ayrıca, genel kanının aksine bir dil öğrenirken başka bir dile gerek yoktur, bu sebeple de çeviri ve Türkçe açıklama yapmak gereksiz, hatta sakıncalıdır. Elbette bazı eğitmenler Türkçe açıklama yapmayı, daha kolay bulabilirler fakat anlama ve öğrenme arasındaki farkı irdelediğimizde ana dil kullanımının sadece anlamayı hızlandırdığı bu noktada eğitmene fazladan biraz zaman kazandırdığı diğer taraftansa ana dil kullanmadan yapılan eğitimde çocuğun görsel ve işitsel olarak dile daha fazla maruz kalabildiği ve beyinsel işlevlerini hızlandırdığını, son olarak da, çocuk dilin iletişim aracı olduğu gerçeğini deneyimlediğinden konuşma tutukluğu yaşamayacağı dikkate alınmalıdır.